HİDRO KARBON

Bir adam, kraldan bilinmeyen bir adaya gitmek için bir tekne ister. Kral ve çevresi ona böyle bir ada olmadığını söylese de adam kararlıdır.

Artık elli yaşına gelmiş olan Ramses’in hükümdarlığı altında, Mısır refah içinde yaşamaktadır. Ancak Hükümdar’ın destansı kaderi, yaşlılık yıllarını huzur içinde geçirmesine fırsat tanımamaktadır.

Serinin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da Ramses , kardeşi Şenar ‘ın hain planları ile Hitit casuslarının komploları ve hem bir Hitit casusu hemde büyük bir büyücü olan Ofir’ in ailesine karşı yaptığı kara büyülerle mücadele etmeye devam ediyor.

Hem dışarıdan hemde içeriden tehdit altında olan ülkede sağlığı giderek bozulan kralın eşi Kraliçe Nefartari kara bir büyünün etkisindedir. Silah gücü çok üstün olan Hititler tarafından tehdit altında olan Mısır ordusu kaçınılmaz olan bu savaş nedeniyle Kadeş’e hareket eder

Christian Jacq’ın 5 kitaplık RAMSES serisinin: 2.Kitabı Milyonlarca Yılın Tapınağı’nda: Işığın Oğlu Ramses Mısır tahtına oturur .

Ünü asırlar boyu hiç unutulmadan günümüze kadar gelen M.Ö. 1279 yılından M. Ö. 1212 yılları arasında 67 yıl boyunca ülkesini yönetmiş olan II. Ramses in çocukluğundan tahta geçişine kadar olan hayatı: başarıları, hataları ve aşkı bu kitapta akıcı, sade bir dille anlatılmış.

” Seyir eden misin, seyreden mi bu alemde?” Piraye ‘nin SEYİR kitabı romansılaştırılmış bir kişisel gelişim kitabı olup, Mina adlı karakterin dönüşüm seyrini 3 bölümde anlatıyor.

Hayatın anlamına dair bir hikaye. Hayatın telaşına çok fazla kapılan ve kısa bir tatil için arabasıyla yolculuğa çıkan John’un yolu, hiçliğin ortasında gibi görünen küçük bir kafeye düşer. Aslında tek istediği kısa bir mola vermektir ama karşısında kafenin menüsünde yer alan üç soru bulur: Neden buradasın? Ölümden korkuyor musun? Halinden memnun musun?

” Aşkı mıydı onu bu hâle düşüren, yoksa aklı mıydı? Ne aşkına yenilmişti ne de aklına. Onun yenilgisi kendineydi. “. ” Ne annesinin sütünü emdi ne kulağına güzel ninniler fısıldandı. El bebek, öl bebekti. Bu, annesi tarafından ilk öldürülmeye teşebbüs edilişi değildi. Abisi ona hep kinle baktı, babasından sevgi görmedi. Kimsenin bebeği değildi. Başı hiç…

Ayfer Tunc’un güzel kurgulanmış,okuması keyifli, ” her ne kadar cümlelerin büyük çoğunluğu yeniden kurulmuş olsada, zemin aynı zemin,inşa aynı inşa” diyerek ikinci defa yazdığı, ” kutsal ailenin çürüttüğü bir kadının hangi zihinler de nasıl çağrışımlar doğurduğunu anlatan ” bir roman.