Baibü de 27.02.2025 tarihinde bu yıl 1.si düzenlenen “Kariyer için Yabancı Dil Günleri” etkinliği yapıldı.
Açılış konuşmalarında Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Sayın Ayşegül Övdür Altundal; Bu yıl hazırlık öğrencileri ile birlikte bölümde 1000 öğrencinin öğrenimine devam ettiğini, Yabancı dil eğitiminin iş bulma süreçlerinde öğrencilerini bir adım öne çıkardığını, Yabancı dil konuşabilmenin günümüzde, müşteri ilişkileri, rekabet, hızlı terfi, uluslararası projelerde çalışma yanısıra dijitalleşmenin yakından takibi ve güncel verilere ulaşmada da etkili olduğunu vurguladı. Sempozyum boyunca gıda, otomotiv ilaç sektöründen başarılı yöneticilerin bu doğrultuda bilgi ve tecrübelerini paylaşacaklarını aktardı.
Yüksekokul Müdürü Sayın Doç. Dr.Mesut Kuleli ‘de açılış konuşmasında; Amaçlarının Eğitim hayatının başında öğrencilerine farkındalık yaratmak Öne çıkarmak, kariyer planlamalarını yapmaya başlatmak olduğunu, bu kapsamda nitelikli uluslararsı şirketlerde yöneticilik yapan davetli konuşmacıların iş başvurusu ve mülakatlar hakkında bilgiler paylaşacaklarını, sadece yabancı dil değil İk Yöneticisi konuşmacıların aradıkları çalışanlardan istedikleri niteliklerden de bahsedeceklerini ifade etmiştir. Hayata dokunacak bir etkinlik planlandığını belirten Sayın Kuleli; öğrencilere dört yıllarını şimdiden planlamaya başlamalarını tavsiye ederek, bu etkinliği her kur başında tekrarlamayı hedeflediklerini aktarmıştır.
Açılış konuşmalarının sonuncusu gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Sayın Prof Dr Aydın Him; Küresel dünyada rekabetin arttığını, sınırların kalktığını, Yabancı Dilin bireyler ve kurumlar için avantaj sağladığını, iş yapmak, yeni pazar bulmak iş birliği sağlamak ve kültürel etkileşim için önemli olduğunu, sadece büyük değil orta hatta küçük ölçekli firmaların da artık yabancı dil bilen çalışana ihtiyaç duyduğunu belirterek, yabancı dilin kişisel gelişime, yeniliklere açık olmaya farklı bakış açısı kazanmaya ve iş dünyasındaki rekabette öne geçmeye katkılarını anlatmış, etkinlikte söz alacak dört büyük ve uluslararası şirket yöneticilerinin kendi sektörlerindeki etkisini paylaşacaklarını, Öğrencilerini kariyer planlaması için sadece akademik hayata değil küresel iş dünyasına hazırlamayı da sorumlulukları olarak gördüklerini ifade etmiştir. Etkinliğin verimli ve ufuk açıcı olmasını temenni etmiştir.

Açılış konuşmalarının ardından ilk olarak Nobel İlaç San A.S. Düzce Fabrikası Kalite Kontrol Ekip Yöneticisi Ali Aslan ile Kalite Sistem Uzmanı Zilan Candan Aslan Söz aldılar.
Sayın Ali Aslan konuşmasına; İngilizce konusunda çektiği zorluklardan bahsederek başladı. Üniversiteden sonra okulda akademisyen olarak kalmak istediğini ve bunun için girdiği yabancı dil sınavlarına çalışma sürecini anlattı. İngilizcesini sınavlara yönelik geliştirdiğini ancak akademik kariyer hedefi gerçekleşmeyince atıldığı profesyonel iş yaşamında bunun yeterli olmadığını gördüğünü, Kimyager olarak işe başladığı Nobel ilaç firmasında işi kendisinden öğrenenlerin dil bildiği için kendisini geçtiğini, dil becerilerini geliştirmiş olsaydı şuan geldiği pozisyona daha erken gelebileceğini terfiini çok daha erken alabileceğini, dil öğrenme yolculuğunun devam ettiğini, bir sene sonra tekrar buraya konuşmacı olarak gelmeyi ve konuşmasını İngilizce olarak gerçekleştirmeyi istediğini de belirten Sayın Aslan konuşmasının sonunda Nobel İlaç A.S. den de kısaca bahsetmiştir. Firmanın küçük bir çocuğun hayali üzerine 1954 yılında eczacılık faaliyetleri ile kurulduğunu, şuan 1 milyar USD Ciro elde etmekte olduğunu, 50 ülkeye ihracat yaptığını, 25 ülkede merkezlerinin bulunduğunu, çalışanlarının yarıdan fazlasının Türk olduğunu, yurt dışında 5 bin Türk çalışanın istihdam edildiğini, tüm çalışanlar içinde kadın çalışan oranının yüzde 50 seviyesinde olduğunu aktarmıştır.
Nobel ilaç Kalite Sistem Yöneticisi Sayın Zilan Candan Aslan konuşmasında, Etkinlikte bulunmaktan memnuniyet duyduğunu, çünkü Baibü Kimya mezunu olduğunu, aldığı İngilizce eğitiminin Nobel ilaçta başladığı kariyerinde ona kolaylık sağladığını, İngilizce öğrenmeye Baibü hazırlıkta başladığını, dil öğrenmenin olmazsa olmazının ilgi duymak ve çaba harcamak olduğunu, işe alınma sürecinde firma tarafından yapılan İngilizce sınavlarında başarılı olmasının onu bir adım öne taşıdığını, işe başladığı andan itibaren İngilizcenin hayatında daha yoğun yer almaya başladığını, terfi sürecinde de İngilizce sınavlarına tabi tutulduğunu, mesleki ve dil becerisi başarısının terfi almasında etkili olduğunu ifade etmiştir. İş yerinde İngilizce dil becerisinin, müşteri ilişkileri iletişimi başta olmak üzere, analiz, literatür ve Ar-Ge araştırma süreçleri, kontrol deneyleri, şirketin diğer ülkelerdeki merkezleri – ofisleri ile koordinasyonu, teknik dokümantasyon hazırlanması ve ekipman kullanımı, ilaç ruhsatlandırma süreçleri gibi hemen hemen her alanda gerekliliğini örnek vermiş, Yabancı dil öğrenmeyi hazırlıkta bitirmenin önemli bir ilerleme kaydetmek olduğunu vurgulayarak salonda bulunan öğrencilere de dil öğrenme sürecini hazırlıkta bitirmelerini tavsiye etmiştir.

Nobel İlaç yöneticilerine Teşekkür belgelerinin sunulmasının ardından, söz alan Teknorot yöneticileri sunumlarına Teknorot tanıtım filmi ile başladılar. Teknorot tanıtım filminde, firmanın 24 saat kesintisiz çalıştığı, teknolojiye yatırım yapmaya devam ettiği, alanında Avrupa’da lider olduğu, Türkiye de ilk 500 firma arasında yer aldığı, yüzde yüz Türk sermayeli firmanın 200 bin m2 büyüklüğündeki fabrikasında Rot başı, rot mili ve kauçuk metal parçalar gibi üretimlerin yapılmakta olduğu, 16 bin ton Çelik , 4500 ton Alüminyum işleme kapasitesine sahip olduğu, işletme tesisinin çevreye duyarlı üretim gerçekleştirdiği, ürün tasarım ve çalışan gelişimine düzenli yatırım yapıldığı hakkında bilgiler verildi.
Teknorot İnsan Kaynakları İnsan Kaynakları Müdürü Sayın Gülce Turgut konuşmasına, Teknorot gibi büyük bir ailenin üyesi olmaktan gurur duyduğunu aktararak başladı, Kariyer performans yönetimi, eğitimi ve çalışan bağlılığına önem verdiklerini, Teknorot gibi bir firmada – ailede yer almak için İngilizcenin olmazsa olmaz olduğunu, bu tarz global firmaların İngilizce bilen çalışanlarla yol aldığını, çünkü Dünya dilinin tartışmasız İngilizce olduğunu, ihracatta yükseliş müşteri portföyü ile ilişkilerin geliştirilmesi tedarikçilerle anlaşmaların sağlanması ve sürdürülebilirlik için hep İngilizce gerektiğini, özellikle yabancı müşterilerin sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi denetlemelerine çok önem verdiklerini, tüm bu süreçlerde İngilizce dil becerilerinin gerekli olduğunu aktardı. Kendisine de İngilizce konuşma becerisini geliştirmek konusunda hedef koyduğunu belirten Sayın Turgut, Nobel İlaç adına konuşan Sayın Ali Aslan gibi bir sonraki sunumunu İngilizce yapmayı istediğini, anlıyorum ama konuşamıyorum diyen tarafta artık yer almak istemediğini, özellikle global firmalarda kariyer basamakları için İngilizcenin gerekli olduğunu, işe alımlarda gerek mühendislik gerekse İdari Bilimler mezunlarında aradıkları başlıca kriterin İngilizce olduğunu, İngilizce CV’nin başvuru aşamasında önemli olduğunu, ancak işe alımlarda en önemli koşulun İngilizce konuşabilme becerisi olduğunu, adaylarda minimum B2 seviyesinde yeterlilik aradıklarını, adayları yabancı dil sınavına tabi tuttuklarını, çalışan olarak aldıktan sonra da İngilizcelerini geliştirmeleri için eğitim olanakları sunduklarını, akıcı konuşanların yurt dışı fuarlara gönderildiğini, maaşlarının daha yüksek olduğunu, kademelerde daha rahat ilerleyebildiklerini, Müdür kadroları için de C1 seviyesinde yeterlilik aradıklarını anlatmış, yabancı dil konuşmayı geliştirmek için Erasmus, oyun ve yabancı dil geliştirme uygulamaları yaz aylarında turistlerin yoğun olduğu bölgelerde Part Time işlerde çalışma gibi seçenekleri değerlendirmeyi, sadece İngilizce de değil çok yönlü kendini geliştirmeye önem vermeyi tavsiye etmiştir.
Teknorot adına söz alan İnsan kaynakları Uzmanı Sayın Naz Karaduman; Baibü Kamu Yönetimi mezunu olduğunu, okulu 6 yılda bitirdiğini, okul süresince öğrenilen her şeyin iş hayatında çok işe yaradığını, İngilizceyi geliştirmek için de en uygun dönemin Üniversite yılları olduğunu anlatan Sayın Karaduman tek başına yurt dışına tatile gittiğinde A2 seviye İngilizcesi ile karşısındakilerin kendisini anladığını, ancak bu durumun etkili iletişim konusunda yeterli olmadığı hususunda da kendisinde farkındalık yarattığını, iş yaşamına başlayınca kendini bu alanda geliştirmek için fırsat yaratmanın zor olduğunu vurgulayarak hem akademik hem de yabancı dil becerilerini geliştirmek için üniversite yıllarının iyi değerlendirmeyi tavsiye etmiştir.

Teknorot firması yöneticilerine Teşekkür belgelerinin takdiminin ardından Beko firması adına İnsan Kaynakları Yöneticisi Sayın Gözde Altıntaş söz almıştır. Konuşmasına Beko nun 55 bin çalışanı ile 57 ülkede 22 marka 45 üretim tesisi ile hizmet vermekte olduğunu, ana fabrikanın Türkiye’de bulunduğunu, Bolu da pişirme grubu tesisinin bulunduğunu, yüzde yüz Türk sermayeli Koç Holding grubu firması olduğunu aktararak başladı. Devamında 18 yıldır sektörde olduğunu, iş hayatına Ford Otosan ile başlayarak önce Arçelik akabinde de Beko’da devam etmekte olduğunu, iş hayatının çok yoğun olduğunu, o sebeple üniversite yıllarının çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini, Beko’nun Çalışanlara ve Çevreye duyarlı olmak, saygılı olmak, işbirliği kazanma coşkusu geleceği şekillendirme bilinci gibi firma değerlerinin bulunduğunu, değerlerin firmaların DNA’larını oluşturduğunu, çalışanlarında da bu yetkinliklerin olmasını beklediklerini, dijitalleşmeye önem verdiklerini, çalışanlarını geliştirme programlarının bulunduğunu, derinlemesine uzmanlık ve liderlik programlarının bulunduğunu, gelişimin kişide başladığını, bu kapsamda hedefleri belirlemenin, hedef doğrultusunda ilerlemenin önemli olduğunu, firma olarak çalışanlarına kariyer ve gelişim fırsatlarını sunduklarını, uyum içinde çalışmak için sosyal etkileşime, sosyal faaliyetlere önem verdiklerini, holding bünyesinde gönüllülük kulüpleri gibi faaliyetlerinin bulunduğunu, bu sayede motivasyonu da arttırdıklarını, Sanayi Üniversite işbirliğine önem verdiklerini, nasıl ki kendileri adaylar arasından çalışan seçimi yapıyorlarsa adayın da şirketi seçiyor olduğunun bilincinde olduklarını, mülakatlarda en iyiye değil en uygun adaya ulaşmaya hedeflediklerini, bu yüzden başvuru ve mülakat sırasında kendini iyi ifade edebilmenin çok önemli olduğunu, çalışan olarak yeni mezunları tercih ettiklerini, kendi firma kültürleri ve gelişim programları ile çalışanlarına yatırım yaptıklarını, iş alım sürecinin cv ön elemesi ile başladığını, adaya İngilizce sınavı gönderdiklerini, B2 seviyeyi sağlayamadıysa İngilizce konuşma becerisi yoksa görüşme adımına geçmediklerini, bunların sağlanması durumunda sayısal sözel yetenek değerlendirmesi ve sonrasında üst düzey yönetici görüşmesi ile işe alımı gerçekleştirdiklerini, işe alım sonrası oryantasyon programlarının bulunduğunu, bu kapsamda konuşabiliyor olmanın çok önemli olduğunu, her ne kadar Chatgpt ve Translate’in İngilizceye gerek bırakmayacağı yönünde söylemler bulunsa da buna katılmadığını, kültürü öğrenmenin de önemli olduğunu, o yüzden İngilizce bilme ve konuşmaya yönelik ihtiyacın devam edeceğini, kendisinin de İngilizcesini canlı tutmak için eğitimlerine devam ettiğini, bu anlamda üniversite yıllarının kıymetini bilmek gerektiğini, işe alım için stajların da etkili olduğunu, Bolu da geçen yıl 36 stajyer aldıklarını, stajyerlik için çok fazla başvuru almaları nedeni ile mülakat yapmadıklarını İngilizce sınavı ve video ile cevap talep ettikleri 3 soru üzerinden elemeler yaptıklarını anlatmıştır.

Kendilerine teşekkür belgelerinin takdiminin ardından Barilla Gıda İnsan kaynakları Müdürü Sayın Sıla Kalbur söz almıştır. “Buraya özel bir not eklemek istiyorum. Sempozyuma katılan tüm firmalar alanlarında en başarılı firmalardı konuşmacılar oldukça donanımlıydı çok değerli bilgiler verdiler ancak Sayın Sıla Kalbur’un büyük ölçüde içtenliğinden kaynaklı, sunumu beni daha çok etkiledi . Kendisini, konuşmasının başından sonuna kadar pür dikkat dinledim. O içtenliği aurayı yazıyla anlatmak gerçekten çok güç tek söyleyebileceğim orada olmak vardı demek.”

Sayın Kalbur konuşmasına, mülakatlarda sizlere önce kendinizi sorarlar diyerek kendisini hakkında bilgiler vererek başladı. Doğma büyüme Ankara’lı olduğunu, okuma ilk çalışma yaşamının hep Ankara’da geçtiğini, Ankara’nın kendisine güzel fırsatlar sunduğunu, iki yıldır Bolu da yaşamakta olduğunu anlattı. Devamında kendini anlatmanın en zor şeylerden biri olduğunu bir kez daha vurgulayarak Bilkent mezunu olduğunu, kariyer koçluğu eğitimleri verdiğini, iş hayatına Anadolu Efes’ te başladığı tarihten itibaren hep gıda sektöründe çalıştığını, Meslek hayatında; girdiği İngilizce sınavların kendisini öne taşıdığını, mülakatlarda adaylara Üniversite deneyimi ve hobilerini sorduklarını, hobi geliştirmenin de bir artı olduğunu, sosyal hayatımı da geliştiriyorum demek olduğunu, kendisinin de spor yapmayı sevdiğini, yoga, pilates yaptığını, gezmeyi sevdiğini, bilmediği yerleri keşfetmekten hoşlandığını, Bolu ile birlikte hayatına Seramik ve heykel yapının girdiğini, seramik ve heykel yapmanın beynini boşalttığını, iyi geldiğini, Barilla’nın 1877 yılında İtalyan bir aile şirketi olarak kurulduğunu, misyonunun “çocuklarımıza yediremeyeceğimiz hiç bir gıdayı üretmeyiz” olduğunu, dünyanın dört bir yanında var olan global bir şirket olduğunu Filiz ile önce ortaklık kurduğunu, sonra satın aldığını, bu şekilde lokali satın alıp büyüttüğü dünya çapında markalarının bulunduğunu, Neden Barilla dendiğinde, engelliye, kadın çalışana fırsat sunması ile eşitliğe, farklılığa ve çeşitliliğe önem vermesinin sıralanabileceğini, değerler tablosunun firmalar için olmazsa olmaz olduğunu, stratejinin, ideolojinin temelinin firmanın değerleri olduğunu, yetenek yönetiminin firma değerleri doğrultusunda gerçekleştirildiğini, bu değerlere uygun kişilerin istihdam edildiğini, Merak, Doğruluk, Güven, Saygı ve Çeşitliliğe bir arada tek bir takım olarak çalışmaya çok önem verdiklerini aktaran Sayın Kalbur, İK stajyerini 1.5 yıl aradıklarını çünkü İngilizce bilen aday bulmanın zor olduğunu, kendi şirketleri özelinde İtalyanca’nın da önemli olduğunu, İtalyanca bilen ya da sonradan öğrenen birinin İtalya’daki pozisyonlara rahatlıkla geçebileceğini, yurt dışındaki pozisyonlarda lokal dili konuşabilmenin kıymetli olduğunu, gerçekçi olmak gerekirse yabancı dil konuşabilmenin yabancı dil yazabilmekten daha önemli olduğunu, mülakatlarda verilen yanıtların da önemli olduğunu, gelişmeye açık yanlarınız nelerdir sorusuna verilen “yok” yanıtının gelişmeye açık değil olarak değerIendirildiğini, adaylardan meraklı ve gelişime açık olmalarını beklediklerini, klasik cevaplara aşina olduklarını, bu sebeple adayın gerçekten kim olduğu ve firmaya ne katabileceği ile ilgilendiklerini anlatarak iş ve sosyal yaşam dengesi için motive edecek uğraşılar bulmayı, yabancı dile yatırım yapmayı, ne yapmak istediğini üniversite yıllarında kurgulamaya başlamayı tavsiye etmiştir. Staj programlarının bulunduğunu, bunun için de olmazsa olmazın İngilizce bilme konuşabilme yeterliliği olduğunu vurgulamıştır.
Sayın Sıla Kalbur’un konuşmasında bana farklı güzel gelen bir diğer kısımda diğer tüm konuşmacılar sunumlarını, “varsa sorularınızı alabiliriz” diye bitirirken kendisinin yaptığı sunumla ilgili olarak salondan geri bildirim talep etmesi oldu.
Soruların ardından teşekkür belgesinin takdimi ile sempozyum sona erdi.

Hazırlık derslerinin de olmaması ile yoğun katılımla geçen sempozyumda, geleceklerini şekillendirmek için öğrencilere çok kıymetli bilgiler aktarıldığı için salondan herkes keyifli ve mutlu ayrıldı. Baibü’nün bu tarz etkinliklerini seviyorum. Gerçekten faydalı ve iyi hazırlanılmış etkinlikler oluyor ve etkinlik bitiminde ciddi farkındalıklar yaşatıyor. Tıpkı bu yıl ilki gerçekleştirilen “Kariyer için Yabancı Dil Günleri” etkinliği gibi.
Kendi adıma, başta Baibü Yabancı Diller Yüksek Okulu Hocaları ve Yöneticileri olmak üzere tüm konuşmacılara teşekkür ederim. Hepsinin emeklerine sağlık.

Bir yanıt yazın