Annem kardeşim ve bana sayenizde ne çok yer gördük demişti. İşlerimiz okullarımız sayesinde biz gezdik peşimizden onlar geldi. Ve şimdi de sıra bize gelmiş. Oğlumun eğitimi Polonya’da devam ediyor. Bizde eşimle onun peşine düştük. Hem onu ziyaret edelim hemde yaşadığı şehir nasılmış görelim istedik. Oğlum Polonya’nın 4. büyük şehri olan Lodz’ta yaşıyor. Benim Polonya deyince aklıma Piyanist filmindeki sahneler geliyor. O film bana çok karamsar gelmişti. O yüzden Polonya’da benim gözümde karanlık soğuk bir dönem şehri olarak canlandı. Ve ben 2025 yılında ziyaret ettiğim Polonya’nın gözümde canlandığından çok farklı olmadığını hissettim. Tabiki AB üyesi gelişmekte olan bir ülke. Tertemiz sokak ve caddeleri olan, kurallara uyan birbirlerine saygılı insanların yaşadığı bir Avrupa ülkesi. Ama sanki 2.Dünya Savaşı’nın anlatıldığı dönem filmlerindeki karamsarlığı hissetmemek elde değil. Belki yaz aylarında yani güneşin daha fazla görüldüğü zamanlarda fikirlerim değişebilir. Yine de görülmeye değer yerler tabiki var. Ve biz noelden hemen sonra orada olmanın avantajı ile ışıklı caddelerde keyifle dolaşabildik. Cadde demişken Avrupa’nın en uzun caddelerinden biri bu şehirde. Piotrkowska. Sağlı sollu bir sürü dükkan, cafe, restoranlar var. Binaların çoğu eski eserler ama noel ışıkları içinde gezerken çok güzel görünüyorlar. Eğer seviyorsanız sıcak vişne likörü satan bir dükkan var kırmızı ters kadehler ile oluşturulmuş güzel bir mimarisi olan dükkanda satılıyor. Biz denedik ve bayıldık.  Ve bu cadde üzerinde bir fırından hayatım boyunca yediğim belki de en güzel hamur işlerinden birini yedim. Lezzetlerini nasıl tarif edeceğimi bilemediğim kruvasanlar vardı. Şimdi yazarken bile ağzım sulandı.Buraya gelirseniz mutlaka görmeniz gereken bir cadde. Görülmesi gereken bir diğer yer de Manufaktura. Şehrin en önemli ve eski tekstil fabrikalarından biri mimarisi korunarak bir alışveriş merkezi ve yaşam alanına dönüştürülmüş. Orda dolaşırken bir avm içinde değilde o fabrikanın faal olduğu yıllarda dolaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Biz burayı çok beğendik ve kaldığımız süre içerisinde 2 kez geldik. Karı koca biz yaz insanı olduğumuzdan orda gezmekte çok zorlandık zira ben bu kadar çok soğuk havayı uzun zamandır hissetmemiştim. O yüzden istediğimiz kadar keşif yapamadık. Azıcık güneşi gördüğümüzde oğlan okuldayken sokaklarda amaçsız gezdik ama bizim potansiyelimizin altında kaldık. Acaba hissiyatlarımız bir bahar zamanı değişir mi diyerek Mayıs-Haziran planları yapıp bu Doğu Avrupa şehrine ve canımız oğlumuza bir süreliğine veda ettik.